Ahmed Eğriboz hazretleri, İzmir’de kabri bulunan evliyadandır. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerindendir. Yunanistan’daki Eğriboz (Agribos) adasında dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi bilinmemektedir. On dokuzuncu yüzyılda yaşamıştır. İzmir’de vefât etti. Kabri oradadır…
“ÜSTADIM BUYURDU Kİ!”
Atina ve İstanbul’da tahsilini tamamlayan Ahmed Eğribozî hazretleri, gördüğü rüya üzerine Bağdad’a giderek Nakşibendiyye yolu büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Kısa zamanda ilerleyip tasavvuf yolunda yükseldi. Bağdad’da uzun müddet kalıp burada evlendi. Mevlânâ Hâlid hazretleri kendisine mutlak icâzet, diploma ve hilâfet verdi. Bir müddet Bağdad’da ikâmet etti. Sonra İstanbul’a gitti. Mevlânâ Hâlid hazretleri vefât ettikten sonra İzmir’e gelip yerleşti. Nice yıllar âlimler, talebeler ve halk İzmir’de sohbetlerinde bulunarak ondan feyz aldı. Vefatına yakın talebelerine buyurdu ki: “Sizlere, üstadım Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’nin vasiyetini söylerim. O buyurdu ki: Size önemle sünnet-i seniyyeye yapışmanızı; câhiliye âdetlerinden ve pek aşağı olan bid’atlerden sakınmanızı; gösterişe kapılmamanızı; halktan, bedeni beslemeye çok ehemmiyet verenlerle, kendilerinden bir şey beklemek sûretiyle makam ve mevkî sâhipleri ile görüşmeyi terk etmenizi tavsiye ederim. Çünkü bu şekilde onlarla görüşmek, onların lekelendiği şeylerle sizin de lekelenmenize sebeb olur. Yapmak mecburiyetinde olduğunuz iki bozuk işle karşılaştığınızda en hafif olanını yapmak lâzımdır… Devlet reislerine dil uzatmayınız, onların iyilikleri için duâ ediniz. Çünkü onların iyiliği, sizin iyiliğinize vesîle olur…
“BANA EN SEVGİLİNİZ” Şunu iyi biliniz ki, sizin bana en sevgiliniz; dünyâ ehline alâkası en az olanınız, başkasına yük olmayanınız, fıkıh ve hadîsle meşgûl olanınızdır. En mühim vasiyetim şudur ki: Ölümü, âhiret hallerini ve nîmetlerin hakîki sâhibini unutmayınız. Elden geldiği kadar Peygamberlerin efendisinin (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sünnetine uymada ileri gitmeye çalışınız. Günde bin kere duyulmayacak kadar alçak sesle, Kelime-i tehlîl (Kelime-i tevhid) söyleyiniz. Hem kalbe yönelerek, hem de mânâsını düşünerek olsun. Böylece kalpte, hakîkî matlûbdan başka bir şey kalmasın. Zîrâ büyüklerin yolunda asıl maksad mâbûddur.” Selam ve dua ile...