celalgoger @ hotmail.com


Seçmen, yaşadığı ülkenin kim tarafından, nasıl yönetilmesi gerektiği hususunda fikir sahibi olmalı ve seçimini ona göre yapmalıdır.

Daha doğrusu her seçmen, kendilerini yönetmeye talip olan siyasilerin, yönetim biçimlerini, ideolojilerini, fikir ve karakterlerini ve sahip olduğu vasıfları bilmeli. 

Diğer bir ifadeyle seçmen, seçeceği kişiyi bilmeli ve tanımalı ve tercihini duyacağı güven nispetinde yapmalıdır.

Ancak ülkemizde seçmen davranışı ve tercih durumu maalesef aranan kriterlerde olmadığı bir gerçektir.

Şöyle ki:

İnsanlar manavdan domates veya patates alırken manava “aman ha çürük koymasın” uyarısında bulunurken, ülke yönetiminde kendisini temsil edecek ve 5 yıl ülkenin yönetiminde söz hakkına sahip olacak kişiyi seçerken maalesef aynı hassasiyeti ve dikkati göstermedikleri ise bir diğer gerçektir.

 


Halbuki, çürük domates ve patatesleri manava kadar gidip değiştirme hakkı var. Ancak hak etmeyene verilecek oy desteğini ise daha sonra değiştirme hakkı olamayacak zira, bu destek 5 yıllığına verilmiş olacak.

Onun için oy hakkının önemi ve anlamı çok büyük olduğu bilinmelidir ve o hakkı çok dikkatli ve en iyi şekilde kullanmalı.

 


Siyaset, farklı fikirlere mensup fertlerin oluşturduğu toplumların, şiddet içermeyen özgür tartışma yoluyla yönetilmesidir. Diğer bir ifadeyle, devletin idari kademelerinde yer alan politikacıların ülkenin yönetimi, ekonomisi ve güvenliği kapsamında sürdürdüğü çalışmalara siyaset adı verilir. 


Siyasetin amacı hem iktidarda kalmak hem de halka hizmet sunmaktır.

Siyasetçi ise ülke ve milletine hizmet etmek için yola çıkan kişidir!

Peki siyasetçi olan kişide aranan vasıflar nelerdir? Sorusuna genelde şu cevaplar sıralanır:

Ahlaklı, saygılı, dürüst, beyefendi, sakin, kültürlü, babacan, empati yapan, genel bilgili sahibi, devlet tecrübesi olan, yetenek ve liyakatli, strateji belirleme yeteneği olan, hoşgörülü, insaflı ve vicdanlı, adil, hakkaniyetli ve de adaleti gözeten, paylaşmacı, merhametli, cesur, toplum değerleriyle barışık, ülkesinin milli menfaatlerini önceleyen, milli ve yerli reflekslere sahip olan, inançlı…, ve daha birçok değer sıralanır.

Peki bugün ülkemizin parlamentosunu oluşturan ve halkımızın seçtiği 600 milletvekilimizden kaçı bu vasıflara sahip?

Bu soruların cevaplarını seçmen sandığa gitmeden önce aramalı ve oyunu ona göre vermelidir.

 


Önemle ifade etmek isterim ki, bu seçimler diğer seçimlerden çok faklıdır ve ülke ile milletim adına bir milat olacak öneme sahiptir.

Tüm eksikler ve aksamalara rağmen ülkemiz son dönemlerdeki kazanımlarıyla dünyanın en önemli ülkeleri arasına girdi. 

Fakat art niyetli bazı ülkeler, kişiler başarılarımızdan çok rahatsız olduğu diğer bir gerçektir.

Türkiye’yi kendi yörüngesinde tutmaya çalışan Batılı emperyalist ülkeler bir yandan terör ve bölücü örgütleri bize karşı kullanırken, diğer yanda Ege adaları, Kıbrıs sorununu kaşıyarak Yunanistan’ı bize karşı kışkırtmaktadırlar. 

Hedefleri ise Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Kafkasya jeopolitiğindeki kazanımlarımızdan bizi vazgeçirmektir.

Bu gerçekten hareketle ABD öncülüğündeki Batılı emperyalist ülkeler, seçim fırsatını kaçırmak istemiyor.

Diz çöktürüp kendi çıkar politikalarına hizmet ettiremedikleri Başkan Erdoğan’ı devirip yerine işbirlikçi bir Cumhurbaşkanı ve yönetimi işbaşına getirme adına içişlerimize müdahalelerini sürdürmektedirler.

14 Mayıs seçimlerinin sadece Türkiye değil, dünya açısından da önemli olduğunu gerçeği bilinmeli ve seçmen tercihini milli ve yerli olanlardan yana kullanarak Türkiye üzerinden oynanmak istenen oyunları bozmalıdır.